UYARI!!


Burada yer alan hikaye tamamen uydurulmuş olup, karşılıklı yazılmaktadır.

Yazarlar birbirlerinin yazdıklarından etkilenirler.

Yazarların kendileri de bu hikayenin nasıl sonlanacağını bilmemektedir.


Okumaya alttan başlayın ya da sayfaları takip edin.

19 Ağustos 2010 Perşembe

Kendini üniversiteyi okuduğu okulun o kocaman bahçesinde buldu. Üzerinde oraya ilk gittiği gün giydiği elbise vardı. Birden o zamanki halini hatırladı... Ne çok hayali vardı o zaman da. Kafasında dönüp dururdu yapmak istediği herşey. Okulu iyi bir dereceyle bitirmek, sonra bir çok ülkeyi gezip görmek, yakışıklı bir prens bulmak ve hayatın tadını çıkardıktan sonra sakin bir hayata başlamak. Ne kadarını gerçekleştirebilmişti bunların? Tüm bunları düşününce gözlerinin dolduğunu hissetti ama şu anda kendini bırakmamalıydı. Neredeydi bu esrarengiz çocuk? Testten bahsediyordu ama buraya gelmesi nasıl bir test olabilirdiki?

Çevresine şöyle bir baktığında karşısındaki masalardan birinde Edmund'un oturduğunu gördü. Ama Edmund artık küçük bir çocuk değil yirmili yaşlarında bir genç gibi gözüküyordu. Hızlı adımlarla onun yanına yaklaşırken aslında herşeyin gerçeklikle pek alakası olmadığını farketti. Edmund'un yanında oturan koca kulaklı, upuzun kuyruklu ve köpeği andıran canlı gerçek olamazdı herhalde!

Edmund kafasını kaldırıp yeni yetme öğrenci kılığındaki konuğunu görünce ışıltılı bir şekilde gülümsedi.
-Nasıl, dedi. Test alanımızı beğendin mi? Çok tanıdık bir yer olduğu için burda daha rahat edeceğini düşündüm. Hayallerine ne kadar sahip çıkabiliyorsun ve zor durumlarda hayal gücünü nasıl kullanıyorsun göster bakalım bize, dedi.

Suzan tam ağzını açıp birşeyler söyleyecektiki arkasından gelen gürültüyle irkildi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder