UYARI!!


Burada yer alan hikaye tamamen uydurulmuş olup, karşılıklı yazılmaktadır.

Yazarlar birbirlerinin yazdıklarından etkilenirler.

Yazarların kendileri de bu hikayenin nasıl sonlanacağını bilmemektedir.


Okumaya alttan başlayın ya da sayfaları takip edin.

9 Temmuz 2010 Cuma

Suzan çok şaşırmıştı. Karşısında esmer, zümrüt gibi gözleri olan küçük, sevimli ve pek haylaz görünümlü bir çocuk duruyordu. Bu çocuk muydu herşeyi bilen kişi? Suzan buna inanamadı ve birden istemsizce bir kahkaha patlattı. Suzan'ın bu tepkisini gören çocuk hiç bozuntuya vermedi ve şöyle dedi:
- Merhaba Suzan. Şaşırmış olduğunun farkındayım ama ben çocuk görünümlü olsam da çok yaşlı bir hayalperestin ruhuna sahibim. Bu hayalpereste siz insanlar tarafından Edmund adı konulmuş zamanında. O kadar çok hayal kurdum, o kadar çok insanın hayallerine tutunmasını sağladımki, sonunda bana bu dünyanın azizlerinden biri olma şerefi bahşedildi.
Suzan hala şaşkınlıkla dinliyordu. Birden burda herhangi birşeye şaşırmaması gerektiğini hatırladı. Yüzünde bir gülümsemeyle çocuğa yaklaştı ve "Peki", dedi. "Bana anlatacak mısın bu dünyayla ilgili herşeyi?"
Edmund Suzan'ın elini tuttu ve tüm duvarları ve eşyaları kıpkırmızı olan bir odaya götürdü. 
-Elbette, dedi. Ancak önce geçmen gereken birkaç test var.


1 yorum:

  1. katılmak istedim birden ama rüyadan uyandırıp hiçbirşeyin ailesi ve sevdiklerinin yerini tutamayacağını anlayacağı şekilde masal sonlanacaktı ama masallar hep devam etmeli değil mi :)
    ellerinize aklınıza sağlık
    sevgiler...

    YanıtlaSil