UYARI!!


Burada yer alan hikaye tamamen uydurulmuş olup, karşılıklı yazılmaktadır.

Yazarlar birbirlerinin yazdıklarından etkilenirler.

Yazarların kendileri de bu hikayenin nasıl sonlanacağını bilmemektedir.


Okumaya alttan başlayın ya da sayfaları takip edin.

18 Haziran 2010 Cuma

Karşısında gördüğü ev şimdiye kadar hep hayalini kurduğu, yalnızca filmlerde gördüğü, saray yavrusu denilen türden bir evdi. Dış cephesi beyaz ahşaptandı ve bahçesindeki rengarenk çiçekler bu saf beyazlığın daha da çarpıcı olmasına neden oluyordu.

"Madem istediğime sahip olabilirim, o zaman hayal etmeye devam" dedi. Yavaşca eve doğru yürümeye başladı. Evin içine girdiğinde neler göreceğini kendisi bile bilmiyordu. Hayalinde o kadar çok şey vardıki. Bunlardan hangileri karşısına çıkacak, hangileri arka planda kalacak kestiremiyordu.

Bahçede ilerlerken ona doğru coşkuyla koşan iki tane köpek gördü. Havuzun etrafında ve içinde ördekler dolaşmaktaydı. Her yerde en sevdiği çiçek olan zambak vardı. Mutluluktan uçacaktı nerdeyse. Evin içini görmek için sabırsızlanıyordu. Tam eşiğe adımını atmıştıki kendisine çok benzeyen kadın birden onu kolundan tutup durdurdu. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Dedi ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder