UYARI!!


Burada yer alan hikaye tamamen uydurulmuş olup, karşılıklı yazılmaktadır.

Yazarlar birbirlerinin yazdıklarından etkilenirler.

Yazarların kendileri de bu hikayenin nasıl sonlanacağını bilmemektedir.


Okumaya alttan başlayın ya da sayfaları takip edin.

10 Haziran 2010 Perşembe

Birkaç dakika karşısındaki zarif figüre bakıp düşündükten sonra gerçeği öğrenmenin yolunun soru sormak olduğunu farketti:
-"Öldüm mü ben? Cennette miyim yoksa?"
 Karşısındaki kız kahkahalarla gülmeye başladı. Bu tavırları artık biraz sinir bozucu olmaya başlamıştı.
-"Hayır" dedi kız. "Ölmedin, cennette de değilsin. Ama bu senin bakış açına göre değişebilir."
-"Peki ya ölmediysem neredeyim ben? Rüya da görmüyorum. Tüm bu olanlara anlam veremiyorum" dedi.
-"Söyledim ya, burası hayaller ülkesi. Burası yalnızca hayal gücü çok geniş olanların ve hayal kurmaya hala değer verenlerin gelebileceği bir yerdir. Sen de bu yüzden burdasın. Sendeki hayal gücü tanıdığım çok az kişide var. Bu yüzden ödüllendirileceksin. Hayallerine kavuşacaksın ancak bir şartım var."

Birden heyecanlanmaya başladı. O kadar çok hayali vardı ki gerçekleştirmek istediği. Ama bu şart da neyin nesiydi? Hayallerine tam kavuşacakken nerden çıktı yine bu şartlar koşullar?
-"Evet," dedi. "Seni dinliyorum?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder